30 Aralık 2008

2009'da dilediklerim...


*Gülizciğime kart için teşekkürler....

26 Aralık 2008

ZOTERO Nedir?


Tezin basılmış halini gördüm. İnsan vallahi bir garip oluyor. imzalanması için enstitüye bıraktım. Beklemedeyim. Ve tam da tezin bittiği şu günlerde ZOTERO ile tanıştım. Allahım ne geç kalmış bir tanışmadır bu yaleebbim? Sırf bunun için doktora yapsam mııııı yapmasam mııııı? Bu kararı vermek için önümde bir miktar süre olacak. Onu bunu bırakıp size ZOTERO denen faydalı Firefox eklentisini anlatmak istiyorum.

Ekşi sözlük Zotero'yu tanımlamak için şöyle buyurmuş "her eve lazım bir firefox eklentisi. aslında eklenti demek de az, kendi eklentileri olan ve firefox üzerinden çalışan bir bibliyografya düzenleme yazılımı."

Zotero'nun ne işe yaradığını nasıl çalıştığını, Zotero’nun kendi eklentilerini yok efendim bloglarını mıloglarını ve de eğitim videolarını resmi sitesi olan "www.Zotero.org" adresinden bulabilirsiniz. Ben buracıkta “Zotero nasıl kullanılır?” ve “Zotero ne işe yarar?” konulu ufacık bir Türkçe kaynakçık oluşturmak niyetindeyim.

Zotero nasıl kullanılır?

  1. Zotero bir firefox eklentisi olarak kurulur (buradan indirin!) ve tarayıcı yeniden başlatılır.
  2. Bu işlemin ardından ekranın sağ alt köşesinde bir Zotero yazısı peydah olur.
  3. Bu yazıya tek tıklandığında ekranda Zotero'nun üç sütunlu arayüzü belirir ve tarayıcıdaki sayfa üst kısımda görünür kalmaya devam eder.

Zotero ne işe yarar?”

Örneğin www. amazon.com sitesinden, çok fena akademik ve kafayı yedirtici işler için bir kitap aranmaktadır. Kitabın bulunduğu sayfaya gelindiğinde adres barın hemen yanında Zoteronun süper şekilli mavi kitap ikonu görünür. İkona tıklanır tıklanmaz. Kitapla ilgili bütün bibliyografik bilgi, tag, özet Zotero tarafından kaydedilir.
Diğer bir örnek ise şöyle: Bir databasede gezer iken, (benim gibi eğitim bilimleri alanında gazman olmuş :) iseniz ERIC'te gezerken) adres barın hemen yanında peydah olan sarı dosya imgesine tıklarsanız sayfada listelen makalelerden tercih ettiklerinizi bütün bibliyografik bilgisi ile birlikte Zotero'ya kaydedebilirsiniz.
Hepsi bu kadar değil tabiii. Kaydettiğiniz her kaynak Zotero kütüphanesinde tutulur. Onları duplicate etmeden dilediğiniz gibi gruplandırabilirsiniz.

Makale kaydıyla, makalenin nette durduğu adresi ya da bilgisayarınıza indirdiğiniz word ya da pdf dokümanını ilişkilendirebilirsiniz. Bu sayede kendi bilgisayarınızda desktop search ya da klasör altında klasör açmak gibi abuk sabuk işler yapmak zorunda kalmazsınız.

Sadece yazarın adını ya da makalenin tek sözcüğünü hatırladığını durumda arama fonksiyonu ile hemen kayda ulaşabilirsiniz.

Her bir kayda notlar ekleyebilirsiniz. Hatta o kaydın yer aldığı sayfanın snapshot görüntüsü üzerinde highlight bile yapabilirsiniz. İnternet ekranını fosforlu kalemle çizmek gibi bişey. Baloncuk içine not da alabilirsiniz.

Hangi tarihte neyi indirdiğinizi ilkokuldaki taş devri- yeni çağ-yakın çağ- sırası ile sınıfın arkasındaki duvarda gösteren cetvele benzer bir şekilde, tarih cetveli halinde görüntüleyebilirsiniz. Bu sayede, literatürün gelişimi seriliverir gözlerinizin önüne.


Aklınıza gelenleri yalnız başına takılabilen (standalone) notlar olarak kaydedebilirsiniz. Zotero’daki verilerinizi değişik versiyonlar halinde export edebilir, başka bir Firefox Zotero eklentisine import edebilirsiniz. Referansları APA style, zart style, zurt style gibi şekillerde export eden Zotero özellikleri de yolda gibi duruyor. Bu da süper tabii. İnsan tez yazarken bir de yazarın soyadından sonra koymayı unuttuğu virgül için endişelenmek istemiyor canım.

En süperi de bu iş bir üniversitenin projesi ve beleş ve açık kaynak kodlu bir yazılım olması. İlköğretim öğrencilerine ders çalışsınlar diye üretilmiş konu anlatımını, soruları, bırt bızırı devletin kendi portalından beleşe sunması yerine, özel bir kurumun vitamini-minerali ayda bilmem ne kadara velilere para ile sattığı bir ülkede yaşayınca böyle hareketler çok güzel geliyor gözüme çoook!

24 Aralık 2008

Elektronik Pranga Uygulaması


Nadide mobil servis sağlayıcılarımızdan yepyeni atılımlar gelmeye devam ediyor. İşte memleketim insanlarının takıntılarını beslemeye yönelik süper bir uygulama. Bir cins elektronik pranga.

Kim nerede uygulamasının tanıtımında "aklınız sevdiklerinizde kalmasın!" diyor. Oğlum okula gitti mi? Eşim ofisten çıktı mı? hepsini bu servisten öğrenebiliyorsunuz. Online olaraktan yani. Ben servisi teknik açıdan değil, bambaşka bir taraftan ele alacağımdan, detaylar için bakınız belki kullanmak istersiniz.

3G ihalesinden hemen sonra ekranlarda peydah olan reklamda, eşinin ultrasound görüntülerine cep telefonundan bakıp, ucunda beyaz ışık görünen bir koridorun sonunda kendi kendine yumruğunu sıkıp abuk sabuk hareketler yaparken elindeki evrak/laptop çantasını sallayan(bu arada diğer elinde cep telefonu var, demek ki yumruğunu değil cep telefonunu sıkıyor) sevinen baba adayına ve doğum doktorunun odasından kameraya sırıtan anne adayına kıl olmuştum. Şimdi kim bilir ekranlarda "Acaba kocam, kızım, annem, ebem nerde?" diye sızlanan hangi reklam karakteri peydah olup da kıl edecek beni? (Bu kriz ortamında, bi kamyon para verip reklamda beni oynatırlarsa kıl olmam, mesut olurum!)

Şakası bir yana, başkalarının hayatına olan merakımızın, müdahalemizin boyutları çılgın seviyelerde dolaşırken, bu tür bir servisin gerçekten kimilerince elektronik pranga olarak kullanılabileceğini düşünüyorum. Tabiri caizse artık "eşek" kadar olan kızını, oğlunu takip eden hasta evebeynler, ilişkide güven yerine "nerde kaldın? "kiminleydin?" "neden geç kaldın?" gibi soruları temel alan hasta kadınlar/adamlar, kim bilir nasıl da atlayacaklar bu servisin üzerine. Tam bir kontrol çılgınlığı. Kim, nerede, ne yapıyor kontrol et. Oğlun kızın okulu asamasın, eşin iş çıkışı bir yere uğrayamasın. Senin bilgin dışında kimse kalmasın her şey kontrolün altında olsun. Dünya kontorlün altında olsun. Şıreydır ol inşallaaaaah!

Nerede olduğun bilgisini kimseye vermeden çıkıp, sevdiğin bir cadde ya da sokak boyunca yürümek bireysel özgürlüğünü kendinden esirgeyen teknolojik akıl, akıllı ol!

Tavsiyem, aklınız sevdiklerinizde kalmasın; başınızın içinde kalsın; kimse şıreydır olmasın.

20 Aralık 2008

Umutsuz bir nesil

Tez bitti bitiyor derken, imzalar kaldı geriye. Bu hafta fotokopidir, çıktıdır, düzeltmedir, enstitüdür diye kendimi sokaklara vurmuşken hocalarımla görüştüm. Görüştüm de ne oldu? Kendimden kovalamaya çalıştığım olumsuz ve umutsuz havanın içine düştüm! Bu manzara karşısında da dehşete düştüm.

İnsanı ikiyüzlü, şerefsiz, adi olmaya zorlayan bu çivisi çıkmış, bozuk düzen... Düzeni görmek bir dert. Uymak bir dert. Uymamak bir dert. Kendileri bu kadar umutsuzluğa düşmüşken, nasıl umutlu bir nesil yetiştirecek bu hocalar nasıl? Eğitim üzerinde oynanana oyunlara alet olmadan ayakta kalmak mümkün mü? Umudumu kaybettim, arıyorum. Sırtımızdan geçinenlerden nefret ediyorum!