12 Ekim 2010

I like it on the front seat! Three times!

Bu akşam arabaya bindim. Dersten sonra arabada bıraktığım sırt çantam ön koltukta duruyordu. İçine laptop sığabilen şu spor sırt çantalarından... Bu kez içinde lap top yoktu. Notlar... Öğretim teknolojisinin tanımı, tarihi, defterime aldığım notlar, yemeyi unuttuğum meyveler, kurşun kalem, silgi vs.

Spor çantam ön koltukta dururken elimdeki diğer çantaları da koltuğa attım. Biri lap top'um. Bitmeyen işleri eve götüren, getiren, işimi yaptığım cihaz. İşim, mesleğim. Dosyalarla dolu. Yazılar, notlar, raporlar, sunular, dokümanlar, fotograflar, projelerim... Özenle seçilen ve sıkça değiştirilen bir arka plan resminin üzerine dizilmiş iş hayatım.
 
Bu iki çanta ön koltukta dururken, diğer çantanın dökülmeden orada kendine yer bulabilmesi için biraz düzenleme yapmam gerekti. Diğerlerini çekiştirdim. Kırmızı, biraz yıpranmış ve her daim içi hınca hınç dolu çantamı da ön koltuğa yerleştirdim. Fermuarı bozulmuş çantayı ne zamandır yenilemedim. Seviyorum kırmız çantamı. Parfümümü, rujumu, bir kadının gerekli gereksiz taşınabilecek ne varsa, kitaptır, peddir, ağrı kesicidir, göz kalemidir, alışveriş listesidir, faturadır, cüzdandır, kimliktir, karttır... Hepsini içeren sevgili çantamı da koydum ön koltuğa.


O üç çanta arabanın ön koltuğuna sığdı. Dökülmedi, devrilmedi. Ağır geldiği için arabam bipleyerek emniyet kemeri ışığı yakmaya başlamadı. Eve gelirken spor çantamı sırtıma taktım. Lap topumu sol elime  ve kırmızı çantamı sağ omzuma. Kapımı anahtarımla açtım. Evime vardım. Arabaya bindiğim an koltuktaki üç çantaya bakıp, kendi hayatıyla analoji kuran halime şaştım. Üşenmedim bir de bunu buraya yazdım.

Facebook'ta çılgınlar gibi  paylaşılan soruya da cevap olsun: I like it on the front seat. Three times!

1 yorum:

coraline dedi ki...

valla yazinin sonuna kadar bekledim kirmizida durunca cami kirip cantami alip kactilar diyeceksin diye.yere koy yere o kadar canta on koltukta durur mu.