Sevgili ANOVA,
Bu mektubu sana çalışma odasındaki sandalyenin tepesinden
yazıyorum. Ense-kökümde tarifini yapmakta zorlandığım bir ağrı. Daha önce
deneyimlediğim hiçbir ağrıya benzememekte. Bünyemi gezen diğer ağrılarla birlik
olup, beni sürekli şikayet eden bir kadın yapmaksa derdin… Hişt sana söylüyorum
ense-köküm. Yemezler!
An itibariyle kocacım sürekli fış fışş fışşş sesler çıkaran
bir adama dönmüş durumda. Bu fışırtıların bir-kaç gündür insomnik takılan
oğlumuzu uyutacağını umuyoruz. Umutlar boşa çıkabilir. Ya da çok kısa
sürebilir. Çocuk yetiştirmek hayatın tekrar tekrar yeniden yaşandığı bir
deneyimdir. Her an her şey olabilir. Alışmak aptalların bayrak direğidir.
Evet ANOVA, bunları sana neden anlatıyorum? Seni kendime
yakın hissediyorum. En yakın. Gözümün önündesin. Bir yere kaçtığın gittiğin
yok. Hatta bir de üstüme üstüme gelmektesin. Bu aralar hissettiğim abuklukların
bir temsilisin misal. Gerçek misin? “Significant” mısın? Yeterliliğe girme
derdinde olan bu anne-kadınla birazcık oynar mısın? Bülent Ortaçgile’e selam
çakalım bu vesile ile…
Testicles, libido ve viagra üzerinden istatistik anlatan bir
ders dinledim. O mu bozdu benim dengemi? Kim bilir? Denge dediğin, patronun masasında,
ipin ucunda sallanan bir metal toptur. Belki bana bu satırları yazdıran biraz
da budur.
Bunca zaman sonra, sevgili ANOVA, seninle birlikte bu bloga
konuk oluşumuz, benim içimi döküşümdendir. Ne dedi Ara Güler Usta? “Edebiyat
görevini tamamlamıştır.” Görevimizi tamamladık mı, senle ikimiz ne dersin ha? Edebiyat
iç dökmek midir? Blog bunun yeri midir? Sorgulamak bana mahsus değil susuyorum.
Elimizdeki örneklemi daha anlamlı bir biçimde ifade edecek
harfler de bulabilirdim pekala. Bulmadım. Hıdır, elimden gelen budur! Alkolsüz
birayı iç iç kudur!
1 yorum:
puhahaha diyeceğim önce ama ayıp olmasın.anova nedir açıp bakmadım zira bir tür koyun mu diye bile sorabilecek kadar akademiğim.ama bana böyle lasonil gibi sürülerek iyileştiren bir ilaç adı gibi geldi. ense ağrın emzirmekten oluyor bende de vardı, epiduralden de olabilir doktor o zaman öyle demişti bana ama kontrollerde öyle olmadığı anlaşıldı.doktoruna sormalısın yine de.ama emzirirken farketmeden iki büklüm olduğumuz ve kafamızı sürekli aşağıya eğdiğimiz için oluyor.sonra geçiyor merak etme:)
Yorum Gönder