26 Haziran 2008
Geride baş ağrısı bırakan...
Bu büyük lokmayı yutarsın, yutamazsın. Bazen yaşamın kendisi büyükçe bir lokmadır, çiğner çiğner durursun. Yaşam bu yaşarsın, duramazsın. Kimi defa bir şeyi kabullenmek büyüklüğün şanındandır. Çalışır dururusun kabullenip duramazsın. Bazı sorunların çözümünde kabullenmek, farkında olmak ve durduğun yeri değiştirmek gerekir. Aynı yerdeyim, çaba sarfetmek işe yaramıyor. Kabullenemiyorum, olmuyor. Sürekli başa dönmekten sıkıldım. Geride baş ağrısı bırakan diyaloglardan sıkıldım. Bunun da bir kırılım noktası vardır elbet. Jeton düşer elbet. Düşer mi? Bilmem.....
Resim: Teşekkürler Hallice
24 Haziran 2008
Bir nefes İzmir
İzmir’in kavaaakları, dökülür yaprakları. Bizzat gittik, gördük, geldik. Efendim pek tatlı, ancak kısa bir bir tatildi. Anne babamızın elini öptük. Lezzetli yemeklerinden yedik. Karpuza doyduk. En önemlisi hasret giderdik. Bu hasret denen şey yaşla doğru orantılı olarak artan bir tad bırakıyormuş damakta. Öyle dedi annem. Anladım demek kolay yaşamak zor belli ki. Belki anne olunca. Kim bilir?
Pazar günü Alaçatı’da tüylerimi diken diken eden serin sularda yüzdüğüme kendim bile inanamıyorum. Kumruyu yediğime inanıyorum! He he…. Fotoğraftan bile kokusu geliyor şimdi. Hmmm mis gibi. Sakızlı dondurmanın ve Alaçatı’nın lavanta kokulu esintisinin fotoğraflarını çekmedim. Kimsenin canı çekmesin. Tanrı kimseyi bozkıra mahkûm etmesin.
İşin özü tadı damaklarda kalan bir üç gün geçirdik. Şimdi geri dönmeli mi tezin telaşına? İşin gücün telaşlına. Döndüm bile. Darısı bir dahaki tatile …
Giderek artan bir şekilde İzmir milliyetçisi olma yolunda ilerliyom Gari! (Teşekkürler Kocacım!)
16 Haziran 2008
Last Fm - Nice Fm
LAst Fm'in tek becerisi, radyo gibin çalıp çığırması değil tabi ki. Kendisi bir web 2.0 teknolojisi. (ekşisözlük deyimiyle- ota boka teknoloji demek :) ) Şarkıları "tag"lemek mümkün. Arkadaşınız olabiliyo. Profiliniz olabiliyo. Efendim, blogger için eklentisi bilem var. Şu anda blog yazarınız yüksek lisans çalışmaları ile pek bir meşgul olduğundan kendisi sadece müzik kısmıyla ilgileniyo. Ama bi blog eklentisi de canı istiyo hani. Bekleyiniz...
08 Haziran 2008
DERSANEKOLİK Mİİİ?
Bu halk dersanekolik olmuş!
Haydaaa niye ki?
Aldıkları üç kuruş maaşın yarısını dersaneye ödemekten zevk alan babalar var mirim!
Allah Allah!
Bir de çocuklar zevkalıyorlar çocukluklarını dersane ve ev araso paralamaktan!
Yaaa işte böyle.
“ÖSS’ye inat, yaşasın hayat!” diye ellerini betonlara gömen, slogan atan yürüyüş yapan çocuklar peydah olmaya başladı bir de. Nerden çıktı ki bunlar acaba?
Bu halk dersanekolik olmuş!Böyle kendiliğinden. Ondan dolayı canına tak etmiş çoıcukların yolara düşmüşler.Herhalde...
Yoksa bu işte milli eğitimle her seçim dönemi yap boz tahtası misali oynayanların bunda hiç katkısı yokmuş. Bu halk dersanekollik olmuş!
03 Haziran 2008
Aşık Didem der ki!
Güzelleme desen değil, destan desen olmaz, divan şiiirimi deseeem halk şirirmi deseeeeem bilemiyorum. Tatil fotolarına baktım, ağıt yaktım diyelim. Eline sazı alıp besteleyen olursa, türküsünü de çığırırım elbet!
Yıllardır çalıştım durdum,
Beş dakika mola verdim
Emek emek tezdir mezdir yaparken
Keyifleri yad ellere verdim.
Tatilin kokusu burnumda tüterken
Eski fotolara baktım da geldim
Bozcaada, Alaçatı, Ayvalık, Datça derken
Gözümden yaşı döktüm de geldim
Ne derdim var "methodology" ile
Bir derdim varsa o da kendim ile
İstatistiği bir bir sayıp dökerken
Geceleyin uykusuz kaldım da geldim
Çalış çabala bulursun belki bir pul
Ümit et yılma, sen değilsin ki tek kul
Deyin ki Didem'e kır dizini çalış
Çalış ki vaktinde bu dertten kurtul!