26 Nisan 2009

BENDEN HAVADİSLER

Barcelona Blogu Antakya bloguna dönmesin diye bi hamlede yazıp bitireceğime and içerim sevgili okuyucu. Ama önce havadissever okuyucuya bir kaç kelam yazayım. Bir içimi dökeyim. Kendini teşhir etmekten memnun ruhu bir huzura erdireyim.

Neredeyse geçen yıl bu zamanlardan beri, iş yerimde Osmanlının Gerileme Dönemi'ni temsil eden bir dönem yaşandı. Bu döneme bahçedeki çam ağaçları, onların kozalakları, beyaz plastikten sandalyeler, dertten içilen sigaraların izmaritleri, birkaç mevsim, bu mevsimler boyunca gerekli gereksiz ziyaret edilen Bilkent'teki AVM'de yer alan Gloria Jeans'in kirli koltukları, Türkiye'deki bütün bilişim şirketleri, maaş hesabımın uzun süreli sıfırları, internet blogları, zaman zaman blogumun yazıları, her gidenin attığı veda maillleri, annem, babam ve en çok da kocam şahit oldu. Osmanlı benzetmesini bu durum için kasten kullanıyorum. Çünkü durum hakikaten Türkiye'nin en büyük bilişim şirketinden ziyade bir padişahlığı andırmaya başladı. Tek fark padişahın fetvaları mail ile gelmekteydi. Üstelik Vahdettin de Osmanlı'yı bir İngiliz gemisiyle terketmişti bir zamanlar.

Padişah halk'a (Bülent Ersoy telaffuzu ile okunacak) hiçbir açıklama yapmadı. Önceden alınmış, ve başlatılmamış projelerin ihalelerini duyurarak ninniler söyledi. Bu sırada halk halk olmaktan çıktı. Ayaklanan yeniçerilere dönüştü. Lakin yeniçeriler, haşa padişaha ya da onun sadrazamlarına bir kelam etmek şöyle dursun, birbirini yemeye başladı. Gidenin geride bıraktığı şapka kalana takıldı. O da kalanın kafasına büyük geldi. Kendine bir güler yüzü, iş arkadaşına bir günaydını esirgeyen böcekvari yaratıklar türedi. Ortamın çivisi çıktı. Bu ortama maruz kalan bünye üçüncü deli ibrahim kıvamına gelmesin diye ne yapacağımı şaştım. "İtina ile kapak yazısı yazılır ve CV hazırlanır." ilanı verecek hallere geldim.

Evet sevgili okuyucu, sonunda az önce sözünü ettiğim veda maillerinden bi tane de ben yazdım. Ve sonunu "Hayırlısı" diye bitirdim. Bu pazartesi, yani 24 saatten kısa bir süre sonra, eğitimini gördüğüm alanda, uzaktan eğitim alanında, yeni işime başlayacağım. Kendi işini mutlulukla yapabilen azınlıktan olmayı diliyorum. Alışmam gerekecek, bazı alışkanlıklarımı değiştirmem gerekecek, yaşadığım onca olumsuz deneyimden sonra biraz gerginim.

10 dakikadır cümleleri yazıp yazıp siliyorum. Bu blogu nasıl sonlandıracağımı bilemedim. Kapı koydum resim olarak da. Çiçekli bir kapı. Açıyorum. Hadi hayırlısı....

4 yorum:

anl dedi ki...

hayırlı olsun didemcim :) mutlu ol, huzurlu ol :) bize de bahane çıktı ohh kutlayalım derim sen bi başla da :)

elegimsagma dedi ki...

hadi bakalım yavrım:) koşa koşa gittiğin, huzurlu mutlu evine döndüğün bi iş olsun, hesabın paraynan dolsun işşallah!

KuzeyGüney dedi ki...

Didem'im hayirli ugurlu olsun. Cok sevindim Meteksan defterini kapattigina. Simdi dicem ki her yer meteksan'dan iyidir ama neyse, yine de ilk isimiz ilk goz agrisi, hadi cok haksizlik etmeyeyim.
Umarim yeni isin bomba gibi olur. Opuyorum pek cok:)

Umit dedi ki...

tebdil-i mekanda ferahlık varmıştı:)) tebrikler, yeni işinde başarılar.