28 Haziran 2009

26-27-28 Haziran

Cuma sabah 7:30
Sağlık karneni yanına aldın mı?
Yooo. Dön geri.

Cuma sabah 8:30
Doktoru bekliyoruz.

Cuma sabah 9:00
Doktoru bekliyoruz.

Cuma sabah 10:00
Doktoru bekliyoruz. Çok uzun geliyor....

Cuma sabah 11:10 civarı- net hatırlamıyorum
Ameliyat elbisesinin bağcıklarını bağlıyorum. Güle güle git diyorum. Aklımdaki kovuşturuyorum.
Sevgilim terliklerini odada bırakıp sedyeye gülerek zıplıyor. Ve asansörün arkasında kayboluyor.
Anne odanın kapısında ağlıyor. Ben ağlamıyorum.

Cuma öğlen 12:00 civarı- net hatırlamıyorum
Önce doktor görünüyor. Kendisini grand tuvalet karşımda görünce ameliyata girmemiş olmasında şüphe ediyorum. Ellerinde tentirdiyot izleri arıyorum. Yok.
Ameliyatın iyi geçtiğini bikaç saat sonra hastaneden çıkabileceğimizi belirtiyor. Tane tane açıklıyor. Annenin atan rengine takılıyor gözü. Sakin olmasını tembih ediyor. Ben pür dikkat doktoru dinliyorum. Her dediğine hı hı deyip başımı sallıyorum. Sanki doktor beş dakika sonra beni bir sınava tabi tutacak. Söyle bakalım yemekleri nasıl yemesi gerekiyor? Ne sıcak ne soğuk. Ilık...

Cuma öğlen 12:10
Canım sevgilim narkozun etkisi altında baygın odaya doğru geliyor. Ayak başparmakları görünüyor önce. Sonra geri kalanı. Bu ameliyathaneler hastanelerden de daha soğuk yerler anlaşılan. Ayak parmakları buz kesmiş. Elimi deyince sıçrıyor birden. Rengi sapsarı. Bişeyler anlatıyor. Ezberden bir şiir okur gibi, yüksek çıkan kolestrol değerlerini okuyor. Sonra bu söylediklerinden kimilerini pek hatırlamıyor. İşte tam bu ara, sarı benziyle kesik kesik konuşurken ve gözlerinden kendiliğinden sızan damlaları silerken, boğazım düğümleniyor. Yutuyorum o düğümü. Yutulan düüğümlerin yan etkilerini bile bile...

Sonrasının saatleri şaştı. Bekledik. Uyudu, uyandı, ayağa kalktı başı döndü. Midesi bulandı. Bekledik. Acıktığımızı unuttuk. İnsanın sevdiği birinin sağlığına birşey olması zor bir durum. Riskler hep var. Onları düşünmemeye çalıştım. Kriz anlarının soğukkanlı insanı elbisemi giydim. İyi oturuyor üzerime. Düğümleri yutuyorsun geçiveriyor. Yuttum, kendimi uyuttum.

Akşama eve geldik.
Annem etli dolmalar sarmış getirdi.
Evlilik yıldönümleriydi. Kutlamayı unuttum.
Dolmaları soğuttum. Çorbalara ekmek doğradım. Dolandım. Dolandım. Yattım.

Cumartesi
Sevgilim nefes alamadı. Pek de uyuyamadı. Gün dediğin geçmesi zor bişey değil. Geçti.

Pazar 11:00
Doktorun yanındayız.
Doktor: Siz gelmeyin!
Ben: Peki.
Bazen hasta yakınları hastadan daha hassas oluyorlar da....
Peki...
Ben sizi çağırırım.Buyrun gelin.
Geldim.
Yine bir sürü ödev. Bunu böyle yapın, şunu şöyle yapın. Emredersiniz komutanım.
Komutanım benim bi maruzatım olucaktı.
Buyur evladım.
Akşama benim mezuniyetim var da...
E olsun!
Olsun da hani ben 6 aydır bunu birlikte yaşamanın hayalini kurdum biliyor musunuz? İçimde büyüttüm de biraz. Bütün gün dönendim.
E dönen!
Sonra.

Sonra:
Arabanın arka lastiğini kaldırıma çarparak patlattım.
Canım sıkıldı.
Sonra şakır şakır yağmur yağdı.
Annem elinde bir buket çiçekle ODTÜ'ye geldi.
Babamı istediği durakta indiremedim.
Sevgilim benimle geldi, benim zorumla geldi. Yüzünden düşenler burnunun üstünden geçti ve bin parçaya bölündü. Sevgilim yorgunluktan öldü.
Stadı dolduran binleri gözüm görmedi. Yağmur hiç dinmedi.
Emre arabanın lastiğini değiştirdi ve tıkanan ODTÜ trafiğini bizim için açtı. Gel gel dedi.
Hayatımda bazı şeylerin üst üste gelmesi geleneği kendini yineledi.
Cuma sabahkine benzer bir düğüm daha yuttum.
Ben bu sene ODTÜ'den bir kere daha mezun oldum!

5 yorum:

KuzeyGüney dedi ki...

Didemcim,
Oncelikle gecmis olsun. Offf, oyle bir anlatmssin ki zaten yasadigin endiseyi, telasi birebir hissettim, icim ciz etti.
Ikinci olaraktan dapek tabi tebrik ederim mezuniyetini:)
Benim de bu isler hep bir ustusute gelir ayni sendeki gibi. Neyse ama, hersey geciyor, cok sonra komedi filmi gibi anlatabiliyorsun insanlara.

ozge dedi ki...

ooof canim cok cok cok gecmis olsun...

ve ayrica tebrik ederim tekrar :) herseye ragmen orada olabilmeyi basarmissin tum sevdiklerinle :)

Unknown dedi ki...

geçmiş olsun.insanın sevdiklerini hasta olması kadar zor birşey yok.

anl dedi ki...

burdan da geçmiş olsun dileklerimi sunaarımm,ve dee tebrik ederim :) e bazen gelir üstüste sonra gider üstüste boşluk olur hehe

daryal dedi ki...

Uff hakkateten düğüm düğüm oluyor bazen hayat...neyseki bütün o düğümleri sindirebilecek güçte oluyor kimileri ve sanırım o "kimileri"ndensin sen de:)
Emraha çok ve çabuk geçmiş olsun diyorum, senin de mezuniyetini kutluyorum...