08 Haziran 2009

Geçen cumartesi



Sabaha karşı karnıma saplanan sancılarla uyandım. Yabancı değil, her ay bedenimi düzenli olarak ziyaret eden sancılar bunlar. Tıbbın bu probleme ağrı kesiciler dışında bir çözümü olmamasına bozuluyorum bir yandan, bir yandan bu kadınlığımın bir parçası, doğurganlığım burada saklı. Her krampta düşünüyorum düşünüyorum. Düşünmek krampları azaltmaya yetmiyor ama, kramplar midemin bulanmasına yetiyor da artıyor bile. Sabahı sabah ediyorum bu şekilde. Canım sevgilim duruma ne diyeceğini bilemiyor. Ambulans şoförü edasıyla götürüyor beni polikliniğe. Sonra kaba etime zerk edilen bilmemkaç miligram ağrı kesicinin verdiği rahatlamayla atıyorum kendimi yatağa. Sabah uykumun intikamını ancak öğleden sonraya doğru alabiliyorum. Ne yazık ki ben buna bir dur diyemiyorum.

Bu durum cumartesimi yeyip bitirmesine izin veremezdim. Gidilecek bir nikah vardı, ama artık çok geçti. Biz de boş durmadık; kalktık, canım sevgilimle Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nin yolunu tuttuk.

Ulus Metro'su çıkışından Müze'ye dek epeyce yol var. Atladık bir taksiye. "Çek Anadolu Medeniyetleri Müzesi"ne dedik. Taksisine binip müzeye gitmek isteyen bu turist kılıklı çiftin olsa olsa turist olabileceğine kanaat getiren taksici "Abi bunca yıldır Ankaradayım, bak ben bi kere gitmedim daha bu müzeye iyi mi? Helal olsun abi nerdelerden gelip ziyaret ediyorsunuz." deyince; bize de işi bozuntuya vermemek düştü. Cumartesi cumartesi kendimizi Ulus'ta turist olarak bulduk. Hoşbulduk !. Taksici diyaloğu pek bir ilginç gelişti. Hatıladığım kadarıyla yazıyorum:

Taksici: Abi nerelisiniz?
E: İzmir.
T: Oooow Abi güzell memlekettir. Ben çok severim. Her yerini gezdim. Konak, Karşıyaka,
Bornova,Buca, Çeşme, Dikili, Foça, Urla, Narlıdere, Ödemiş...
D (içses): Hönk. Bütün İzmir'i saydı adam.
E: Epey gezmişsin. Ne için gittin?
D (içses): Anaaaa kocam taksiciyle muhabbete yönelik, konu açıcı girişimler yapıyo.
T: Gezmeye gittim abi. Çok seviyorum ben orayı. İnsanı sıcak, yobaz yok en başta. Sen bakma başabakan taktı oraya ama, yobaz yok abi orda vermezler orayı!
D (içses) Hönk !
E (içses) Hönk !
E: Denizli memleketin insanı sıcak oluyo tabi.
T: Yok abi İzmir başka. Bak isanbulda da deniz var öyle mi orası? Her yer yobaz dolu orda. Gerçi Ankara'da karıştı artık. Abi var ya ben kaç senedir bu işi yapıyorum. Hiç bir zaman bu kadar sıkıntıya dümedim biliyo musun? Ki çalışkanım, ekmeğimi taştan çıkartırım. insanlarla uğraşmasalar da bu işlere baksalar...ah

Dudağımızda hoş bir gülümsemeyle indik müzenin kapısında. İzmir propagandasını sevdik, anti propagandasını sevdik, kendimizi turist gibi hissetmeyi de sevdik. Müze kartımızı gösterip, para vermeden içeri girmeyi de sevdik. Öyle güzel güzel gülümsedik. Müzeye girdik.

Bunca senedir Anadolu Medeniyetleri Müzesini gidip görmemişim. Çok ayıp! Ne güzel bir binaymış. Ne hoş bir yermiş. Ülkemde Anadolu Medeniyetleri katman katman olduğundan, biz tarihi bir kazı alanı üzerine direk bina bile yapabiliyoruz yeri gelince. Bakınız Ulus şehir çarşısı. O yüzden müzede gördüklerim beni etkiledi ama şaşırtmadı. Hatta az bile buldum. Sergilecek 100 katı eser vardır diye düşündüm içimden. Ankara'nın orijinal amblemi olan güneş kursunu ve bereket tanrıçası heykelini yakından görmek çok hoşuma gitti. Altın takıların tasarımlarını sevdim. Eskiden daha zevkliymiş insanlar dedim kendi kendime. Balgat kazısında bulunan yüzüğün hastası oldum. Elimde olsa takarım :)



Müze çıkışında deliler gibi acıkmış olduğumuzdan yönümüzü Pirinç Han'a doğru verdik. Ancak Çıkrıkçılar'ı çıkmadan Pirinç Han'a varmak ne mümkün. Koca ile çıkrıkçılar öyle zevkli gezilmiyor. Annesini çekiyor insanın canı. Çıktığımız yokuşun ve merdivenlerin ardından Pirinç Han'da yediğimiz kıymalı gözleme ve ayranın tadına doyum olmadı.

Cumartesi burada bitmedi. Oradan kendimiz vurduk tango pratiğine. Oradan da alışverişe. Akşam eve vardığımızda topuklarımız ağrıyordu. En son Barcelona'da böyle ağrımıştı sevgilimin ayakları :) Gezmek ağrı yapıyor bünyeye ama ruha iyi geliyor :) Geçen Cumartesi Ankara'da turist olmak iyi geldi bize

2 yorum:

Nergis dedi ki...

turist arkadaşım, istediğin yüzüğü yaparız da takarsın parmağına ;) gerçi biraz beklemen gerekebilir. utanarak da olsa itiraf ediyorum anadolu medeniyetlerine gitmeyeli bayaaa bir zaman oldu. gerçi gaziantepte arkeoloji müzesinde fotolarını çekmiş olduğum takılarla da henüz bir tasarım yapmadım ama sen isteyince olay farklı tabiii :) ayrıcaaaa zaten pirinç hanın sokağının başındaki taşçı arkadaşı bir ziyaret edesim var, pirinç hanı da özledim, böyle özendirme yapılmaz....

Serendipity dedi ki...

:)İlk fırsatta pirinç han yapalım :)