03 Mayıs 2010
Noktası, virgülü kendi yerini bulsun!
Cama çarpan kelebeklerin ölmesinden,
Kanadın geride bıraktığı toz zerresi kadar etkilenmeden
Yaşamayı öğrendim ben.
Siz ki ne desem, inanacaksınız
İnanmayı kendine huy edinmiş
Bir iki bacaklısınız.
Kimi gün,
Dört olsaydı da fark etmezdi diye düşünüyorum işte
Böyle boş şeyleri düşünmek benim işim.
Dört, altı, sekiz, hatta kırksekiz…
İlle çift olmalı ille,
İlle bir hususa takılacaksanız…
Kelimelerle oynamayı iyi bilen
İyi sayan, iyi söven, iyi yalan söyleyen…
Her sabah uyandığında aynadan kendine
Kocaman bir palyaço sureti gönderen
Ben değildim derken
İlle de birileri vardı
Her gün kendini inkâr eden
Bu garip şey, bu inkâr, bu gariplik, bu yoksunluk
Pencereye çarpmadan evvel
Çoktan zehirlemişti kelebeği zaten!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
Hihh, ne oldu sana kelebekim? Çok güzel olmuş yazı/şiir. Ama iyi misin?
yazar bu yazısında yine bişiyler demek istemiş. ama şifreli oldugu icin kimse bişiy anlamamış. daha acık yazsaymış derdine derman sevincine ortak olunabilirmiş. bidaki sefere denilerek sayfadan çıkılmış.
Yazar aslında bu yazısında yoğunluktan ötürü duyarsızlaşmaktan duyduğu rahatsızlığı dile getirmek istemiş. Onlu yaşlarının ikinci yarısında şair olmaya karar veren yazar o günleri çok özlermiş. Şimdi ne doktor olacağı, ne şair olacağı ne de yazar olacağı belli olmayan bu yaza, bir kıçıkırık blogu bile idame edemeyecek kadar tükenmiş!
Yorum Gönder