Canım cheesecake yapmak isteyince, nette şöyle bir gezindim.
Envayi çeşit tarif okudum sonunda kendimce bir kolaj yaptım. Zart zurt temassızlık
problemi çıkaran mini fırın yüzünden,peynirli kısmını fırına vermeyi riskli
bulduğumdan “no bake” denen usulden bir cheesecake
yapmaya karar verdim. (Sonra alt tabanı pişirmek uygun olacak deyip onu
pişirdim ya o ayrı. Onun kabarmama riski yok zaten, pişmese de oluyodu. Büsküvi
neticede…) Cafe fernando’nun mandalinalı cheesecake tarifinden faydalandım.
Ancak çok fazla labne gerektiği için onu da aynen tutmadım. Sonuç oldukça güzel oldu. Gözde yirmilik
dişlerini çektirdiği için geçen akşam tadamamıştı bu müthiş lezzetten. (Çok da
iddialıyım hani J )
Tarifini Gözde için buracığa yazıyorum.
Tabanı için:
- 1,5 paket Burçak Bisküvi
- 3 yemek kaşığı tereyağ
- 2 yemek kaşığı şeker
1,5 paket bisküvi robottan geçirilip un
haline getirilir. Tereyağ eritilip un haline gelen bisküvilerle ve şekerle karıştırılır.
Bu karışım tercihen 23 cm’lik ama mutlaka kelepçeli ve güzelce yağlanmış bir kek
kalıbına sıkıca yayılır. (benim kek kalıbım 28 cm’lik olduğundan kekim biraz
yayvan ve daha ince oldu.) Hazırlanan taban 10 dakika 180 dereceye ayarlı
fırında pişirilir. (Fırının yanması için
dua ettim, kafasına taşla vurdum)
Üst sosu için:
Ben daha önce Rümeysa’nın Mersin’den getirdiği limonlarla
Dilek Teyze ile birlikte hazırladıkları limon şerbetini kullandım. Bol şekerli
ve limonlu koyu kıvamlı bu şerbetin 2 subardağı kadarına birazcık limon kabuğu
rendesi ve yarım limon suyu ekledim. 2 çorba kaşığı nişastayı suda ezip
kaynayan şerbete ekleyerek bir jöle kıvamı elde ettim. (Normalde bu lezzeti
yakalamak için onlarca limona ihtiyaç olacaktır. Bunun yerine hazır jöleli
soslardan biri kullanılabilir ya da evdeki marmelatlar, reçellerden bir şeyler hazırlanabilir.
)
Kreması için:
- 500 gram labne peyniri (paketteki suyu süzmek gerek)
- 3/4 su bardağı şeker
- 2 çay kaşığı vanilya özütü (dr otkerin minik parfüm gibi olanından)
- 2 yumurta
- 1 paket hazır krema (200 ml sanırım)
- 1 limonun ince rendelenmiş kabuğu
- 2 çorba kaşığı (dolu) mısır nişastası (ben buğday nişastası kullandım)
Altında su kaynayan (altı kısık)
kaba 2 yumurtayı kırın ve şeker ile birlikte iyice çırpın (rengi hafif
beyazlaşıp koyu bir kıvama alacak bunun için mikser ya da el blendırı
öneriyorum.) Daha sonra bu karışıma nişasta dışında kalan malzemeleri ekleyip
iyice karıştırın. Nişastayı top top
olmaması için süzgeçten geçirerek yavaşça ekleyip çırpmaya devam edin. Daha
sonra ocağın altını biraz daha açarak ve karıştırarak benmari usulü pişirdiğiniz
kremanın kıvamlanmasını sağlayın. Kremaya kıvamını nişastanın pişmesi veriyor. (Eğer
kıvamı cıvık olursa bir miktar daha nişasta eklenebilir.) Eğer çok pişerse dibi
tutabiliyor. Dikkatli olmak gerek.
Krema biraz soğuyunca pişen
tabanın üzerine düzgünce yayın. En üste de hazırladığınız sosu yayın. (Ben
sosun altına limon dilimleri yerleştirmiştim. Yarı şeffaf sosun altında kalan
dilimler çok şık bir görüntü veriyor ama yemesi biraz zor, zira oldukça ekşi.
Ayy ağzım sulandı şimdi.)
Daha sonra üzerinin buhar olmamasına
dikkat ederek buzdolabında en az 4-5 saat bekletin. (daha uzun süre daha iyi
sonuç verebilir.) Cafe fernando buhar olayı için kalıbın üzerini alüminyum
folyoyla kapatıp üzerine bıçakla birkaç delik açmayı öneriyor. Streç filmle
hava geçirmeyecek şekilde kapatınca üzeri buhar yapabilir.
Sanırım en zor kısmı bu bekleme
olayı. Sonra sevdiklerinizle birlikte yiyin efenim. Kimsenin diş çektirmemiş
olmasına dikkat edin. Hatta sünnet kutlaması için de yapılıp yenebilir pekala… J Afiyet olsun.