Anaaa. Blog hayatımda hep özendiğim bir olay başıma geldi. Sobelendim. Coraline sobeledi beni. Bana da sorulara yanıt vermek düşer o vakit. "Öncelikle bana kalbin kadar temiz bu sayfayı ayırdığın için teşekkür ederim." klişe cümlesini not ederek soruları yanıtlamaya koyulayım. Haydi bakalım:
1. Sence çok anlamlı bir söz?
Şimdi bir anda sorunca aklıma gelmedi. Geçen gün bir arkadaşıma söylediğin anneanne atasözü çok anlamlı mesela. "Kurumuş boklara su dökülmez." Anlamını anlayan beri gelsin!
2. Makyajında olmazsa olmazın?
Makyaj olmazsa olmazım olmadığından as lında yok denebilir. Ama makyaj yapınca da allık. Ağzımı bi şekil yapıp, o pofuduk fırçayı yanağıma sürtmek çok zevkli.
3. Uyguladığın güzellik tüyosu nedir?
Az makyaj yapmak, az krem sürmek ve koruma faktörlü nemlendirici kullanmak. Nereye kadar böyle gider bilmem. Bir anda stratejim değişebilir.
4. En sevdiğin çiçek?
Hepsi. Her tür ağaç, çiçek.
5. Nefret ettiğin bir şey?
Görgüsüz insandan nefret ederim.
6. En çok sevdiğin iltifat?
Kadınım ya işte, "çok yakışmış" deseler olay biter :)
7. Favori kitabın?
Yüzyıllık yanlızlık.
8. Sana görünüş olarak yakın bulduğun ünlü?
Yok öyle biri.
9. Herkesin beğendiği ama senin sevemediğin bir ürün?
Nutella. Herkes hastası ben değilim.
10. Şu an en çok almak istediğin kozmetik ürünü?
DKNY Love From New York parfüm. rengarenk farlar da olur, bak onun markası pek önemli değil ;)
Ben de sobelesem sobelesem
Daryal
07 Şubat 2012
05 Şubat 2012
ANOVA'ya mektup
Sevgili ANOVA,
Bu mektubu sana çalışma odasındaki sandalyenin tepesinden
yazıyorum. Ense-kökümde tarifini yapmakta zorlandığım bir ağrı. Daha önce
deneyimlediğim hiçbir ağrıya benzememekte. Bünyemi gezen diğer ağrılarla birlik
olup, beni sürekli şikayet eden bir kadın yapmaksa derdin… Hişt sana söylüyorum
ense-köküm. Yemezler!
An itibariyle kocacım sürekli fış fışş fışşş sesler çıkaran
bir adama dönmüş durumda. Bu fışırtıların bir-kaç gündür insomnik takılan
oğlumuzu uyutacağını umuyoruz. Umutlar boşa çıkabilir. Ya da çok kısa
sürebilir. Çocuk yetiştirmek hayatın tekrar tekrar yeniden yaşandığı bir
deneyimdir. Her an her şey olabilir. Alışmak aptalların bayrak direğidir.
Evet ANOVA, bunları sana neden anlatıyorum? Seni kendime
yakın hissediyorum. En yakın. Gözümün önündesin. Bir yere kaçtığın gittiğin
yok. Hatta bir de üstüme üstüme gelmektesin. Bu aralar hissettiğim abuklukların
bir temsilisin misal. Gerçek misin? “Significant” mısın? Yeterliliğe girme
derdinde olan bu anne-kadınla birazcık oynar mısın? Bülent Ortaçgile’e selam
çakalım bu vesile ile…
Testicles, libido ve viagra üzerinden istatistik anlatan bir
ders dinledim. O mu bozdu benim dengemi? Kim bilir? Denge dediğin, patronun masasında,
ipin ucunda sallanan bir metal toptur. Belki bana bu satırları yazdıran biraz
da budur.
Bunca zaman sonra, sevgili ANOVA, seninle birlikte bu bloga
konuk oluşumuz, benim içimi döküşümdendir. Ne dedi Ara Güler Usta? “Edebiyat
görevini tamamlamıştır.” Görevimizi tamamladık mı, senle ikimiz ne dersin ha? Edebiyat
iç dökmek midir? Blog bunun yeri midir? Sorgulamak bana mahsus değil susuyorum.
Elimizdeki örneklemi daha anlamlı bir biçimde ifade edecek
harfler de bulabilirdim pekala. Bulmadım. Hıdır, elimden gelen budur! Alkolsüz
birayı iç iç kudur!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)