18 Nisan 2007

CESUR YENİ DÜNYA


"Bu kadar bunca yakışıklı varlık varıp gelmiş buraya
Ne güzel şeymiş meğer insanlık
Böyle dünyalıları olan
Yaşasın bu yaman, bu cesur yeni dünya "

Eser:Shakespeare-Fırtına
Çeviri : Can Yücel

Cesur Yeni Dünya” da Dünya Devleti’nin istikrarı, biyolojik mühendislik ve insanı her yönden koşullandırmakla (eğitim) sağlanır. Doğarak değil kuluçkadan çıkarak dünyaya gelen epsilonlar, betalar, alfalar kendilerine biçilen görevi yerine getirirler. Çalışırlar, düşünmezler. “Soma” adı verilen uyuşturucularla kendilerinden geçerler. Tüketim ve önüne gelenle düşüp kalkma olağan ve hatta erdemler sayılırken; “anne” sözcüğü müstehcendir.

“Birey duygulandığında toplum yalpalar.” Bu yüzden bireyin bireylikten uzaklaştırarak şekillendirmek, onu bu hali ile tutmak, gerektikçe uyutmak gerekmektedir. İşte tam da bu nedenden sanat tehlikelidir. Bilim yeri geldiğince sansürlenmelidir. Cesur Yeni Dünya’da yaşayanlar bu kuralları bilmelidir. Bu kurallara uymayanalar, kendilerine bir ada beğenmelidirler.

Cesur Yeni Dünya’da yaşayanlar yaşamın amacını mutluluğun sürekli kılınması olarak bilmelidirler. Yaşamın amacının bilincin yoğunlaştırılması ve arınması bilginin zenginleştirilmesi olduğunu düşünmeye yeltenmeleri önlenmeli. oyunlar oynamalılar, satın almalılar, kendilerine bakmalı kendilerini sevmeliler. Bu yeter…

İlk kez 1932 de yayınlanan kitap bir ütopyayı mı anlatıyor yoksa bugün yaşadığımız “Dünya”yı mı betimliyor dersiniz?

Toplumu, siyaseti, küreselleşmeyi, güzelliği, mutlululuğu, varlığı, bilgiyi, inancı, sanatı, eğitimi, bilimi başarılı bir kurguyla sorgulayan kitabın yazarı Aldous Huxley (ki kendisinin bir felsefeci olduğundan şüphelenmekteyim) 1963’te ölmüş. Eğer sağ olsaydı yazdıklarının bu kadar gerçek olduğu bir Dünya'nın gerçekten var oluşuna kendi bile şaşırırdı belki de…

Son söz! Mutlaka okunmalı.


Hiç yorum yok: