07 Mayıs 2006

Ebru


Ebru sanatına olan bu ilgim nerden geliyor bilmiyorum! Karanfile olan bağlılığımla bir yerde çakışıyorlar zannımca. Üniversite kaçtaydık yahu? Nergis, Burcu, İsmihan ve Ben güzel sanatlar topluluğuna yollanıp ebru yapmaya uğraşıyorduk. Bir teknemiz vardı küçücük tefecik, plastiktendi. Baklava tepsisinden yapılma, daha büyükçe bir tekneye terfi bile edemeden yerimizden olduk sonra. Boyalar desen nerde orjinal toprak boyalar nerde biz? Paramız yettiğince aldığımız hazır, ithal! boyalarla uğraştık durduk. Yine de o teknenin başında, sudan kağıda yansıyacak izleri beklerken kalbimiz attı. Sanırım benim kalbim hala bu sanatla uğraşmak için atıyor.

Az önce TRT 2 de "Düşlerle Gelen" adlı programda Yılmaz Eneş, nam-ı diğer Gül Baba, adlı ebru ustasını izledim. Bir kez daha vuruldum o eserlere. Nasıl bir ustalık, nasıl bir emektir ki o şekli verir o suyun üzerinde? Hatasız... Bayıldım. Ustanın bir de güzel web sitesi var. Tıklayın siz de bayılın!
Ne yazık ki ustalar hep istanbul'dalar. Paşabahçe'ye gitmek ve orada cam atölyesine katılmak için yanıp tutşuyordum. Şimdi bir de üzerine Yılmaz Eneş Usta'nın ebru atölyeleri eklendi. Ne yapsam? Ne etsem?

Hiç yorum yok: