30 Mayıs 2006

Söz bitti sendromu

Çocukluk anılarınızdan geriye neler kaldı size? Siz de "fil hafızalı" tabir ettiklerimizden iseniz, benim gibi 3 yaşınızda yaşadığınız kimi olayları her türlü ayrıntısıyla anımsıyorsunuzdur. Ya da 19 senedir görmediğiniz hakkın rahmetine kavuşalı yıllar olmuş, annenannenizin gün arkadaşı bilmemkim teyzenin kızının yaptığı şeftali kurabiyelerin şekli hala gözünüzün önüne geliyor olabilir. Hafızamızın oyunları. Kimi zaman öğle yemeğinde ne yediğimizi anımsamıyoruz bile...

O yıllardan aklımda kalanlardan biri "söz bitti" sendromu. Nereden çıktı bilmiyorum da, söz bitmişti. Yıl kaçtı? Ben kaç yaşındaydım bilmiyorum. Tüm hatırladığım söz bitmişti. Derin bir sessizlik kaplamıştı ortalığı. Kimseler tek söz söylemiyordu. Büyüklerden birinin söz bitti dediğini anımsıyorum. Gün gelir söz biter. Olacak iş mi oysa ki? Bunca curcunanın bunca harala gürelenin orta yerinde, imakansızdan da imkansız görünüyor bugün bana. Kaynağını bilmediğim, gerçekliği sorgulanası bu "söz bitti" yavılsamasını özlüyorum kimi zaman. Herkesler bi sussa da kafamızı dinlesek diye düşünüyorum.

Nereden mi geldi bu çocukluk sanrısı aklıma? Tam da "yazacak bir şeyim kalmadı şu bloga, içim mi boşaldı ne?" diyordum kendime. Söz bitti mi yoksa diye düşünüyordum. Tam da söz bitti derken ard arda diziliverdi sözcükler işte. Hepsi bu!

Hiç yorum yok: