25 Mart 2007

Baharı Ömrümün


Bir bahar yazısı yazmasam bahçemdeki hevesli, genç bademe haksızlık etmiş olacaktım. Gönlüm el vermedi.
Bahar bayramı geldi, geçti. Saatler ileri alındı; çiçekler açtı; benim "grezyaaa" dediğim ve latince asıl adını bir türlü hatırlayamadığım, ODTÜ'nün yaprağından önce sarı çiçekler çıkaran çalıları şenlendi. Hatta geçen gün beyaz bir kelebeğin bahçedeki mor sümbüle misafir olduğunu gördüm. Şaşkın serçeler telaşla ötüşüp duruyorlardı başımın üzerinde. Kediler kiremitleri yerinden oynatan seslerle arz-ı endan ediyorlar çoktandır. Ve taze bademi görüyorum artık tezgahlarda. Daha ne olsun? Bahar geldi. Başka kanıta hacet yok!

Düşünüyorum da zaman zaman. Ben de baharını yaşıyorum ömrümün. Şarkının söylediği gibi ikincisini değil, ilkini üstelik! Çiçeklendim, meylim var meyveye durmaya. Yahu hakikaten çok seviyorum şu baharı ben galiba!

2 yorum:

Nergis dedi ki...

Didoş'um o çalıların Latince adı Forsitia (yanlış yazıyorum çok büyük ihtimalle :)), Türkçesi de Altın Çanağı Çalısı :)
Ayrıca da bahar sevilmez mi canım ya :) Çiğdemi, nergisi ;), sümbülüyle en renkli en canlı mevsimdir bence :)

Düşgensel Hunili dedi ki...

Ben yine kendime has bir yorum yapmak isterim adettendir:
Gelince bahar ayları
Gevşer gönül yayları :)