19 Ekim 2006

Kışa serzenişler!


Yazdan kalan bir fotografla başladım söze (Gözlükler Ayşe Arman'a özendiğimden değil!). Özledim de ondan. Yazı şimdiden özledim. İşte kış geldi. İnkar etmelim şimdi. Kasımın eli kulağında. Pat deyip patlayıverecek kasımpatılar penceremin ucunda. Yalana dolana gerek yok! Alınan alınsın, kırılan kırlsın sevmiyorum kışı, yazı seviyorum arkadaşlar yazı. Güzel bir yaz geçirdim avuntum büyük de ondan duruyorum böyle mağrur soğuğun önünde. Ha bir de dururken burnumu çekiyorum. Kıştan hatıra gribimin hediyesi.

Kış dediğin acımasız mevsim. Hikaye gerisi. Güne gözlerimi açıyorum. Bir de ne göreyim? Bir loş, bir karanlık ortalık. İki gün sonra saatlerin ileri alınmasıyla durumlar tersine dönecek. Bu kez de işten çıkışlarımızda karanlık üstümüzü örtecek. Bünyeye az alınan ışığın çağırdığı heyheyler tepemdekiler sanıyorum. Ben sabahları güneşle uyanmak istiyorum!

Mevsimlerden birine üvey evlat muamelesi yapan, şikayetçi huzursuz bir insanoğlu duruşu bu bendeki, farkındayım. Yine de kış gelmeden fıstık yeşili bir atkı ördüm kendime. Severek de üstelik. Yeşil atkımı seviyorum da, çalışırken mouse tutan parmaklarımın üşümesi halini bir türlü içime sindiremiyorum. Yeşil atkıyı seviyorum, soğuğu sevmiyorum!

Çorap üzeri patik, kazak üzeri hırka, yorgan üzeri battaniye gibi çeşitli uygulamlarla şenlenen kış aylarında; soba üzeri kestane kebap, soba üzeri demli çay, soba üzeri çamaşır askısı gibi sıdıkavari ve şirin uygulamalar da oluyor. Lakin bu uygulamalar nostaljisi yapıldığında güzel arkadaşlar. Kömür dolu soba kovasıyla cebelleşirken değil.

Odamın kendini Bodrum, Datça, Kaş ya da benzeri güzide bir sahil kentinde yazlık sandığı, kışları öyle pek de işe yarar bir yer olmadığı göz önüne alınırsa; dışarıda lapa lapa kar yağarken içeride şortla gezilecek denli sıcak bir ev istiyor olmam da şaşırtıcı değil sanırım. İstiyorum! "Bir evi sıcak yapan sadece merkezi sistem değildir!" bunun da farkındayım üstelik. Yaz gibisinden isityorum arkadaşlar! İç açanından, üşütmeyeninden, ruh dinlendireninden, huzurlusundan, sevinçlisinden, çiçeklisinden, müziklisinden, neşelisinden... Mümkünse!

1 yorum:

Düşgensel Hunili dedi ki...

Sıdıka, son paragrafın son satırlarında bahsettiğin evden bana da bulabilirsen sevinirim canım benim... Lakin benim odamın benceeeereleri şiştiğinden tam kapanmıyor ve dışardaki rüzgarın hızını ölçebiliyorum meselaa!Soğuktan uyuşmuş parmaklarla mouse kullanımı konusunda ise sana katılıyorum. 5 dakikada bir el'e hohh hohh yapılarak ısıtma çalışmaları ile konuyu çözüme ulaştırma çabasındayım ama olmuyo :) Neyse sen şu evi bul taşınırız beraber. Ben hiç ses etmem :) sessiz yaşarım ben :)